NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
دَاوُدَ عَنْ
هَانِئِ بْنِ
عُثْمَانَ
عَنْ
حُمَيْضَةَ
بِنْتِ يَاسِرٍ
عَنْ
يُسَيْرَةَ
أَخْبَرَتْهَا
أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
أَمَرَهُنَّ
أَنْ
يُرَاعِينَ
بِالتَّكْبِيرِ
وَالتَّقْدِيسِ
وَالتَّهْلِيلِ
وَأَنْ
يَعْقِدْنَ
بِالْأَنَامِلِ
فَإِنَّهُنَّ
مَسْئُولَاتٌ
مُسْتَنْطَقَاتٌ
Yüseyra (r.anha)'dan
rivayet edildiğine göre,
Resûlullah (s.a.v.)
kendilerine (kadınlara) tekbir, takdis ve tehlili gözetip devam etmelerini ve
parmaklarının uçlarıyla saymalarını emretmiştir. Çünkü bu azalardan
(yaptıkları) sorulacak, konuşmaları istenecektir.
İzah:
Tirmizî, deavât; Ahmed
b. Hanbel, VI, 371.
Tekbîr:
"AUahti ekber", takdîs, "Sübhane'l-Melikü'l- Kuddûs-, veya
"Sübhûhun kuddûsun"; "tehffi, "Lâilâhe illellâh"
demektir.
Hadisin Tirmizî'deki
rivayeti "Ey kadınlar taifesi! parmak uçlanyla sayınız, çünkü onlara
sorulacak, konuşmaları istenecektir" şeklindedir. Ahmed'in rivayeti ise,
Hz. Peygamber'in "ey mü'min kadınlar..." şeklindeki hitabıyla
başlamaktadır.
Hadis-i şerifte
kadınlara, Allahü ekber, Sübhane'l-Melikül kuddûs ve lâilahe illellâh diyerek
zikre devam etmeleri, bunları terketmemeleri tavsiye edilmektedir. Şüphesiz bu
tavsiye, aynı zamanda erkekleri de ilgilendirir. Çünkü İslama göre bazı özel
hallerin dışında ibâdetin emir veya tavsiye edilmesinde erkeklerle kadınlar
arasında fark yoktur. Hitabın kadınlara yönelik olmasına sebep, sözün kadınlara
karşı yapılan bir konuşma esnasında söylenmiş olmasıdır.
Hadis-i Şerifte tavsiye
edilen ikinci konuda söylenen zikirlerin parmak uçlanyla sayılmasıdır. Bu
ifâdeden, yapılan zikirlerin teşbihle değil, parmaklarla sayılmasının daha
efdal olduğu anlaşılmaktadır. Bu üstünlüğe sebeb hadisin devamından
anlaşıldığına göre, insan vücudundaki organların dünyada yaptıklarını hesap
gününde haber verecekleri gerçeğidir. "O günde kendi dilleri elleri ve
ayakları aleyhlerinde yapıyor içliklerine şahitlik edecektir"[Tevbe 24.] mealindeki âyet bu hususa delâlet
etmektedir.
Zikrin teşbihle
sayılmasının caiz olduğu bundan evvelki hadiste geçmiştir.